Suriye, 18 Ekim 2023 tarihinde 4,3 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Depremin merkezi, ülkenin kuzey kesiminde, Hatay sınırına yakın bir bölgede yer aldı. İlk belirlemelere göre, depremin ardından artçı sarsıntıların da yaşanması halk arasında büyük bir panik dalgasına sebep oldu. Ülkede tarihsel olarak deprem kuşağında yer alan bazı bölgeler, sık sık bu tür doğal afetler ile karşı karşıya kalmaktadır. Ancak, mevcut siyasi ve ekonomik zorluklar nedeniyle halkın böyle bir durumu daha da sıkıntılı bir süreç içinde karşılaması, durumu daha da karmaşık hale getirdi.
Deprem meydana geldikten hemen sonra, Suriye'nin çeşitli bölgelerindeki insanlar kendi güvenliklerini sağlamak amacıyla evlerini terk etmek zorunda kaldı. Sosyal medya ve haber platformları aracılığıyla birçok kişi, deprem sırasında yaşanan panik anlarını paylaştı. Kimisi evlerinin hasar gördüğünü, kimi ise çevre binalarda çatlaklar oluştuğunu bildirdi. Suriye Merkez Meteoroloji Müdürlüğü, depremin ardından olağanüstü hal ilan etti ve halkın dikkatli olmasını, artçı sarsıntılara karşı tedbirli olmalarını istedi. Ayrıca, uluslararası arenada bazı yardım kuruluşları ve komşu ülkelerin hükümetleri, Suriye halkına destek vermeye hazır olduklarını duyurdu. Bu yardımların acil ihtiyaç maddeleri ve iki ülke arasındaki sınırın güvenliği sağlanarak gönderilmesi hedefleniyor. Ancak, bu süreçte yaşanan güvenlik sorunlarının ve mevcut siyasi düşmanlıkların, yardımları etkileyip etkilemeyeceği konusu belirsizliğini koruyor.
Deprem sonrası Suriye toplumunda oluşan panik, sadece fiziksel hasarlarla sınırlı kalmadı; psikolojik etkiler de hissedilmeye başlandı. Birçok insan, özellikle de çocuklar, yaşadıkları derin korku ve endişeyle başa çıkmakta zorlanırken, psikolojik destek talebinde bulunmaya başladı. Uzmanlar, sürekli olarak artan doğal afetler ve bunların yarattığı travmaların, Suriye toplumunun mental sağlığını olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor. Bununla birlikte, depremin ekonomik boyutu da göz ardı edilmemesi gereken bir gerçek. Ülkenin yaşadığı savaş ortamı ve devam eden insani kriz, depremin ardından ortaya çıkan hasarların onarılmasını daha da zorlaştırmakta. İnşaat sektörü hali hazırda zayıf bir durumda ve var olan kısıtlamalar nedeniyle, ihtiyaç duyulan yardımların hızlı bir şekilde ulaştırılması oldukça kritik bir hal aldı. Uzmanlar, Suriye'deki yeniden yapılanma sürecinin hızlandırılması gerektiği konusunda hemfikirler.
Suriye'deki deprem, sadece bir doğal afet olarak değil, aynı zamanda mevcut siyasi ve sosyal dinamiklerin de bir yansıması olarak görülebilir. Ülkenin geçmişten gelen sıkıntıları, deprem gibi doğal olaylar karşısında halkın dayanma gücünü oldukça zayıflatmakta. Bu nedenle, Suriye halkının desteklenmesi ve krizin hızla aşılması adına uluslararası toplumun daha aktif rollerde bulunması kritik bir ihtiyaç olarak öne çıkmaktadır.
Suriye’nin kuzeyindeki bu sarsıntı, komşu ülkelerde de bazı endişelere yol açtı. Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan ülkeler, kendi yetkilileri aracılığıyla Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ediyor. Türkiye, ayrıca deprem sürecinde Suriye'de yaşayan vatandaşlarına destek vermek için çeşitli yardımların gönderileceğini duyurdu. Türkiye'nin bu yardımları, iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerini pekiştirmek adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Öte yandan, Suriye'deki insani durumu daha da kötüleştirecek olan bu tür doğal afetler, ülkenin yeniden imar sürecinin de önünde büyük bir engel olarak duruyor. Söz konusu depremin yol açtığı etki ve sonuçların, Suriye halkı üzerinde nasıl bir değişim yaratacağı ise ilerleyen süreçte netlik kazanacak. Olası artçı sarsıntılar ile birlikte, halkın korku ve endişeleri bitmeden, Suriye'deki genel durumun nasıl evrileceği ise belirsizliğini korumakta.