Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), günümüzde pek çok önemli tartışmanın yapıldığı bir platform olmanın yanı sıra, aynı zamanda geçmişteki değerli isimleri anmak için de sıklıkla bir araya gelinen bir mekân. Son olarak, Meclis’te gerçekleştirilen Sırrı Süreyya Önder anma töreni, katılımcılar arasında duygusal anların yaşanmasına sahne oldu. Geçmişteki başarıları ve katkılarıyla hatırlanan Önder, siyasetteki duruşu ve ilke edindiği cesaret ile pek çok kişi için örnek teşkil ediyor. Anma etkinliği, yalnızca Sırrı Süreyya Önder’in anısını yaşatmakla kalmadı, aynı zamanda Türkiye’nin siyasi tarihindeki önemli kesitlere de ışık tuttu.
Sırrı Süreyya Önder, Türkiye'nin siyasi arenasında önemli bir figür olarak öne çıkmıştı. 1960'lı yıllardan itibaren sosyalist düşüncelerle şekillenen kariyeri boyunca, halkın yanında olmaya ve onların sesi olmaya özen gösterdi. Herkesin eşit olması gerektiğine inandığı için, her türlü ayrımcılığa karşı durdu. Özellikle Kürt sorunu ve azınlık hakları konusundaki çalışmaları ile bilinen Önder, bu alanlarda cesur adımlar attı. 2011 yılında Halkların Demokratik Partisi (HDP) üzerinden TBMM’ye girerek, parlamentoda da bu değerleri savunmaya devam etti. Anma töreninde, katılımcılar Sırrı Süreyya Önder’in yaşamının ve mücadelesinin altını çizerken, onun bıraktığı mirası da yaşatmanın önemine vurgu yaptılar.
TBMM'de gerçekleşen anma etkinliğine, siyasiler, sanatta ve sosyal hayatta önemli yerleri olan kişiler katıldı. Saygı duruşuyla başlayan törenin ilk konuşması, Önder’in yakınları ve dostları tarafından yapıldı. Konuşmalar sırasında, Önder’in yaşamına dair anekdotlar paylaşılarak, onun hayattaki duruşunun nasıl bir ilham kaynağı olduğuna dikkat çekildi. Katılımcılar, onun mizah anlayışını, insana saygı duyan yaklaşımını ve adaletin sağlanması yönündeki kararlılığını unuttuklarını dile getirdiler. Tören sonrası yapılan etkinliklerde ise, Önder’in edebi eserlerinden alıntılar paylaşılarak, onun düşüncelerinin günümüzdeki geçerliliği üzerine tartışmalar yapıldı.
Meclis’te gerçekleştirilen bu anma etkinliği, Sırrı Süreyya Önder’in yalnızca bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir düşünür, bir yazar ve bir aktivist olduğunu hatırlattı. Anma töreninin düzenlenmesi, onun mirasının yaşatılması açısından büyük bir önem taşıyor; çünkü hatırlamak, geçmişin derslerini çıkarmak ve geleceğe umutla bakmak için gereklidir. Geçmişte verdiği mücadeleler ve ortaya koyduğu vizyon, günümüzde farklı şekillerde devam etmektedir. Bu tür anmalar, insanların özünde taşıdıkları adalet ve eşitlik taleplerinin güçlenmesini sağlamaktadır.
Sırrı Süreyya Önder’in anısının yaşatılması yalnızca bir etkinlikle sınırlı kalmamalıdır. Onun idealleri doğrultusunda yürümek, yeni nesillerin bu değerlere sahip çıkmasına yardımcı olabilir. Anma etkinliği, bir birlik ve beraberlik mesajı olarak algılanırken, siyasette dayanışmanın ve duyguların nasıl ortak bir paydada buluşabileceğini göstermiştir. Sırrı Süreyya Önder’in hayata geçirdiği vizyon, geleceğin şekillenmesinde de önemli bir referans noktası olmaya devam edecektir.
Sonuç olarak, TBMM’de gerçekleştirilen Sırrı Süreyya Önder anması, yalnızca bir vefanın ötesine geçmiş ve toplumsal hafızayı besleyen değerli bir aktivite olarak kayıtlara geçmiştir. Onun bıraktığı mirası anmak, düşünce ve eylem dünyasında yer alan her bireyin sorumluluğudur. Sırrı Süreyya Önder’i unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı bir kez daha hatırlatmak, bu tür etkinliklerle mümkün olmaktadır. Siyasi kimliklerin ötesinde, insan olmanın gerekliliklerini yerine getirerek, onun düşüncelerini yaşatmaya devam edeceğiz.